Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Akademisyenleri yaptığı açıklamada bölüm akademisyenlerinin istifa zorlandığını söyledi.
Açıklamada, “2021 yılından bu yana üniversitemizde giderek yerleşen tepeden inme ve keyfi yönetim anlayışının yansıması olarak, Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu, önce tüm şartları sağlamasına rağmen profesör kadrosuna atanmamış, sonra da kendisinin yine tüm kriterlere uygun olarak başvurduğu araştırma izni ve ücretsiz izin talepleri hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiştir” diyerek Kadirbeyoğlu’nun istifaya zorlanma sürecini özetledi.
“İSTİFA ETMEK DIŞINDA BİR SEÇENEĞİ KALMADI”
Açıklamada Kadirbeyoğlu’nun üstlendiği görevler, verdiği dersler ve idari görevleri ile ‘yeri doldurulamaz’ bir akademisyen olduğu vurgulandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu, lisans, yüksek lisans derecelerini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde tamamlamış, Cambridge Üniversitesi’nde bu kez Siyaset Bilimi alanında ikinci bir yüksek lisans derecesi, Kanada’nın McGill Üniversitesi’nde de doktora derecesini almış olan, yerel yönetim, demokratikleşme ve siyasal katılım konularındaki özgün araştırmaları ile tanınan son derece yetkin bir öğretim üyemizdir. Kendisi 2009 yılından bu yana önce doktor öğretim üyesi olarak, 2016 yılından sonra da doçent olarak bölümümüze ve üniversitemize çok emek vermiş, gerek verdiği nitelikli dersler ve yönettiği tezler, gerekse üstlendiği araştırma projeleri ve idari görevler açısından yeri doldurulamaz bir katkı sunmuştur. İstifa etmeden önce Kadirbeyoğlu bir Avrupa Birliği projesi ve iki BAP projesi yürütmekteydi ve Brandeis Üniversitesi’nin Crown Center for Middle East Studies adlı prestijli araştırma enstitüsünden araştırmaları üzerine kitap yazmak için burs almıştı. Üniversite yönetimi bu bilimsel araştırmayı gerçekleştirebilmek amacıyla yapılan araştırma izni ve ücretsiz izin taleplerini keyfi bir biçimde reddetmiş ve Kadirbeyoğlu’nun akademik özgürlüğünü ihlal etmiştir. Sonuçta Kadirbeyoğlu’nun bilimsel araştırmalarını ilgili enstitüde sürdürebilmek için istifa etmek dışında bir seçeneği kalmamıştır.
“ÜNİVERSİTEMİZİ ASKERİ KIŞLA GİBİ YÖNETMEYE ÇALIŞANLAR…”
Kadirbeyoğlu’nun Boğaziçi direnişi boyunca yönetimin hedef haline getirildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu süreçte üstlendiği dekan yardımcılığı görevi dekanlar görevden alındığı zaman, sonrasında Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölüm başkan yardımcılığı görevi de bu kez bölüm başkanı görevden alınınca düşmüştür. Eleştirileri dinlemek yerine üniversitemizi bir askeri kışla gibi yönetmeye çalışanlar, zorba ve hoyrat yöntemlerle gerek bölümümüze gerekse üniversitemize sayısız katkılar sunmuş bir öğretim üyemizi istifaya zorlamıştır. Boğaziçi Üniversitesi, yıllardır Dr. Kadirbeyoğlu gibi nitelikli, konusunda uzman, işini hakkıyla yapan öğretim üyelerini bünyesinde toplamaya çalışmış ve bu konuda son derece titiz davranmıştır” denildi.
“TELAFİSİ İMKANSIZ KAMU ZARARI OLUŞUYOR”
“Son dönemde liyakatten uzak, birim ve fakültelerin görüşleri alınmadan, kişiye özel ilanlara dayalı atamalar yapılmakta ve üniversitemize büyük hasarlar verilmektedir” denilen açıklamada, “Nitelikli insan gücü yetiştirmenin toplumsal ve ekonomik değeri ortadayken, bir yandan yapılan liyakat dışı atamalar, diğer yandan da bilimsel değeri evrensel düzeyde tanınan akademik çalışmalara imza atmış bilim insanlarımızın istifaya zorlanması, telafisi imkansız bir kamu zararı oluşturmaktadır. Bu tür keyfi ve zorbaca uygulamalar son bulmadığı takdirde, üniversitemizde nitelikli eğitim ve araştırmanın sürdürülebilmesi mümkün değildir” ifadelerine yer verildi.