”Uzay çöpleri”ne karşı Türkiye’den milli çözüm arayışı

Türksat Uydu Programları Direktörü Fatih Ayhan, uzay çöplerine karşı yürütülen çalışmaları anlattı.

Uzay çöplerinin fırlatma araçlarının üst kademeleri, arızalanmış, ömrünü tamamlamış ve fonksiyonelliğini yitirmiş yapay uydular ve bunların çarpışmaları sonucu saçılan farklı boyutlardaki cisimlerden oluştuğunu söyledi.

Ayhan, bu tanıma, farklı amaçlarla kasten yapılan bazı anti-uydu denemeleri sonucu infilak eden roket savaş başlığı ve hedeflenen uydunun infilakından meydana gelen parçalarının da girdiğini ifade ederek, uzaydaki kirliliğin son yıllarda özellikle yakın yörüngedeki fırlatma ve uydu faaliyetleri neticesinde ciddi boyutlara ulaştığını bildirdi.

Potansiyel çarpışma risklerinin bu sebeple arttığına dikkati çeken Ayhan, şöyle konuştu:

“Bir teori olarak ortaya atılan ‘Kessler Sendromu’na göre, yakın gelecekte uzay aktiviteleri sonucu artan uzay çöpleri kritik boyutlara ulaşarak zincirleme bir senaryoyu başlatacak ve yörüngedeki tüm uzay araçları hasar görecek. Bu da uzun süre uzayı kullanılamaz hale getirecek. Bu senaryonun gerçekleşme olasılığı tartışmalı bir konu olsa da uzay çöpleri için önlem alınmadığı takdirde ciddi kazaların ve uydu veya uzay aracı kayıplarının yaşanması kaçınılmaz.”

“UZAY ÇÖPLERİ”NE KARŞI TÜRKİYE’DEN MİLLİ ÇÖZÜM ARAYIŞI

Mevcut ve olası çöplerden kurtulmak için farklı çözümler üzerinde çalışmalar yapıldığına işaret eden Ayhan, şu değerlendirmede bulundu:

“Öncelikle yörüngedeki mikro parçacıklardan makro ölçekli uydulara kadar tüm nesnelerin takip edilmesi, yer tarafında radar ve optik teleskoplar yardımıyla bu cisimlerin yörüngelerinin tayini, çarpışmaların önlenmesi ve daha fazla uzay çöpünün önüne geçmek için en temel unsurlardan biri. Ayrıca, ağ ile toplama, robot kollarla kilitlenme, zıpkınla yakalama gibi teknolojilerle uzay çöplerini toplayarak atmosfere geri getirerek yanmalarını sağlama gibi konseptler bulunuyor. Ülkelerin çöp sorununa karşı işbirliği içinde çözüm üretmesi, bir seçenekten ziyade zorunluluktur. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte buna yönelik daha radikal adımlar atılmasını bekliyoruz.”

Ayhan, Türkiye’nin uzayda bulunan nesneleri ve potansiyel çarpışma risklerini izlemek için kullandığı radar ve teleskop sistemlerinin genişletilmesi gerektiğini söyledi.

Bu sistemlerin, Türkiye’nin uzayda aktif şekilde varlık göstermesine ve uzay çöplerini takip etmesine yardımcı olacağını vurgulayan Ayhan, “Uzay çöpleriyle mücadele için ülkeler ve uluslararası uzay ajanslarıyla işbirliği yapılması ve mevcut işbirliklerinin artırılması, ülkemizin bu süreçte daha aktif rol alması açısından önemli. Çünkü uzay çöpleri tüm ülkelerin ortak problemi. Ayrıca, uzay çöpleriyle ilgili veri paylaşımı, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlarla aktif olarak yasal düzenleme ve regülasyonlara katılmak, uyum sağlama konularında önemli olacak. Uzaya gönderilen her tipteki uzay aracında görevlerinin sonunda güvenli bir şekilde yörüngeden çıkarılmasını sağlayacak sistemler kullanılması da gerekir. Bu hususta AR-GE faaliyetleri, farkındalığı artıracak eğitim programları, uydu ve uzay araçları tasarımında buna yönelik planlamalar gerçekleştirilmeli.” diye konuştu.

MİLLİ ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Ayhan, dünya genelinde uzay çöplerinin azaltılmasına yönelik küresel çabalara katkıda bulunmanın, uzayın daha güvenli ve sürdürülebilir kullanımını destekleyeceğini dile getirdi.

Uzay çöplerine karşı geliştirilecek milli çözümlerin Türkiye’ye önemli katkıları olacağını belirten Ayhan, şunları kaydetti:

“Uzay çöplerine karşı milli geliştirilecek teknolojiler, Türkiye’ye bilimsel, ekonomik, güvenlik ve çevresel alanlarda önemli avantajlar sağlayacaktır. Bunun önlenmesi konusunda geliştirilecek milli teknolojiler, uzay endüstrisi istihdamını artırıp, alt dallarda yeni iş kollarıyla uluslararası rekabet oluşturarak ihracat potansiyeli sağlayacaktır. Yapılacak yatırımlar mühendislik, robotik, yapay zeka ve malzeme bilimi gibi birçok alanda ilerlemelere yol açacak, dışa bağımlılığı azaltacak, stratejik teknolojilere sahip olmayı ve güvenli operasyonların sürekliliğine imkan verecektir. Küresel alanda bu hususta aktör olmak prestijin yanı sıra ülkelerle diplomatik ilişkileri güçlendirecektir.”

KAYNAK: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir