Artan jeopolitik riskler altın ve dolara talebi destekliyor
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, cumartesi günü İsrail’e “Aksa Tufanı” isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı. Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatırken, hafta sonu artan jeopolitik riskler özellikle emtia fiyatlarında oynaklığı artırdı. Yatırımcıların piyasalara yönelik jeopolitik riski yeniden değerlendirmesiyle de güvenli liman varlıklarına olan talebin güçlendiği görülüyor.
Piyasalar son haftalarda ABD’de faiz oranlarının daha uzun süre yüksek kalacağı beklentisine tepki verirken, tahvil getirileri yükselmiş ve son 16 yılın zirvesine çıkmıştı.
Analistler hafta sonu, artan jeopolitik riskin, altın ve dolar gibi varlıklara olan talebi desteklediğini kaydederek, agresif bir şekilde satılan ABD Hazine tahvillerindeki satış baskısını da tersine çevirebileceğini belirtti.
Geçtiğimiz birkaç güne bir dizi beklenmedik gelişme damgasını vururken, petrol fiyatları önemli ölçüde düşmüş, ABD işsizlik rakamları beklenenden önemli ölçüde daha güçlü gelmişti.
Dünyada en yaygın kullanılan Londra Brent türü ham petrolün varil fiyatı, geçen haftayı yüzde 8,7’lik düşüşle 84 dolar seviyelerinde kapatmasına karşın, yeni haftanın ilk gününde 88,4 dolara kadar yükselmesinin ardından önceki kapanışın yüzde 2,8 üzerinde 86,3 dolarda dengelendi.
ABD’nin Batı Teksas (WTI) tipi ham petrolünün varil fiyatı da yüzde 3 artışla 85,3 dolar oldu. Yılın üçüncü çeyreğinde yaklaşık yüzde 30 oranında artan petrol fiyatlarının, bir hafta önce son bir yılın en yüksek seviyelerine tırmanırken 100 dolar sınırına ulaşması an meselesi gibi görünüyordu.
Analistler, petroldeki risk priminin, İran gibi büyük petrol üreticisi ülkelere yayılabilecek daha geniş bir gerilim ihtimali nedeniyle ortaya çıkmış olabileceğini ifade etti.
Altının ons fiyatı, hafta sonu artan jeopolitik riskin ardından yüzde 1’e yakın değer kazancıyla 1.850 dolara yükselirken, vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “Altın bir süreden beri ciddi değer kaybı yaşıyordu. Özellikle merkez bankalarının daha şahin olacağı beklentisi altının onsunda daha şahin gerilemelere yol açmıştı.” dedi.
Ergezen, tedirginlik ve gerilim devam ettikçe altının onsunda kazançların arttığının görülebileceğini dile getirerek, böyle zamanlarda kıymetli metallerin her zaman ön plana çıktığını aktardı.
İsrail, Filistin, Gazze ve bölge ülkelerde yaşanan gelişmelerin önemli olacağını söyleyen Ergezen “Ancak 1.892-1.900 dolar aralığının geçilmesi zor olabilir. Çünkü bu bir trend kırılımıydı. Bu seviyenin altında altının satış baskısının devam ettiği günler görebiliriz. Güvenli liman özelliği öne çıksa bile altında bir miktar para çıkışı olduğunu söylememiz mümkün. O yüzden yükselişlerin sınırlı kalacağını söyleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Saxo Capital Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen de altının ons fiyatının gelişmelere şu ana kadar yumuşak tepkiler verdiğini belirterek, jeopolitik gerilimin devam etmesi halinde altın fiyatlarında oynaklığın daha da artabileceğini kaydetti.
Özellikle İran ve Rusya’nın olası müdahilliği durumunun, tansiyonu beslemeyi sürdürebileceğini ifade eden Hansen, “Buna ek olarak, ABD Merkez Bankası (Fed) Fed Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) artan belirsizlik nedeniyle faiz oranlarını artırmaya devam edeceğine inanmıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu durum sonrasında altının geçen haftaki fiyatlarının dip olarak kalabileceğini dile getiren Hansen, dikkatlerin faiz artışları yerine indirimlere yönelmesiyle altına ilave talep gelebileceğini söyledi.
Fed’in, Kasım’da yapacağı toplantıda politika faizini, tahvil piyasalarındaki gergin durum, yeni bir kapanma korkusu ve son zamanlarda bazı zayıflık sinyalleri veren ABD ekonomisi göz önüne alındığında yine sabit tutacağı öngörülüyordu.
Tahvil piyasasında son günlerde yeniden artan çalkantı, Fed’i ve yatırımcıları yeni gerçeklerle karşı karşıya bırakırken, ekonomik görünümü bulanıklaştırıyor. Bunların yanında İsrail’deki çatışmaların da ek belirsizlik getirdiği belirtiliyor.
Bugün ABD’de piyasaların kapalı olması nedeniyle tahvil piyasalarındaki fiyatlamaların temkinli olduğunu ifade eden analistler, bölgeden gelecek haber akışıyla birlikte yarından itibaren piyasalarda oynaklığın artmasının beklendiğini bildirdi.
Söz konusu gelişmelerle İsrail şekeli, dolar karşısında yaklaşık son sekiz yılın en düşük seviyesine geriledi.
Dolar/İsrail şekeli paritesi haftaya yüzde 3’e yakın yükselişle 3,96’dan başlamasının ardından 3,92’de dengelenirken,İsrail Merkez Bankası’nın, piyasaları desteklemek için dolar likiditesi sağlamayı ve dalgalı kur rejimine geçilmesinden beri ilk kez döviz satmayı planladığı bildirildi. Bankanın Ağustos ayı sonunda rezervleri yaklaşık 203 milyar dolar seviyesindeydi.
Tel Aviv Borsası’nda büyük şirketlerin yer aldığı TA-35 endeksi ise dün yüzde 6,4 düşerken, bu da son 37 ayın en büyük günlük kaybı olarak kayıtlara geçti.