Ankara Adliyesi’nde 2022 yazında açılacağının açıklamasının ardından barolar ile Adalet Bakanlığı’nı karşı karşıya getiren ve “çalışanları ayrıştıracağı, fişleyeceği” gerekçesiyle tepkilere neden olan yaz Kuran’a yönelik suç duyurusuna, bir gün sonra takipsizlik verildi.
Bunun üzerine konu, Haziran 2022’de HSK’ye taşındı. Avukat Çakmak, Akça’yı, “anayasayı ortadan kaldırmaya çalışmak”, “görevi kötüye kullanmak”, “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellemek” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılamak” suçlarını işlediği gerekçesiyle HSK’ye şikâyet etti.
Kursun, “fişlenme-dışlanma korkusunu ve tehdidini beraberinde getirdiğini” kaydeden Çakmak, durumun “demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine ve devletin geleceğine yönelik vahim bir kalkışma ve tehdit olduğunu” vurguladı.
Şikayeti yaklaşık 1 yıl sonra karara bağlayan HSK, şikayetin işleme konulmamasına hükmetti. Gerekçesi ise açıklanmadı. Çakmak, karara itiraz etti.
‘SAYGI BEKLİYORDUM’
Kurulu kınadığını belirten Çakmak, “Kurulunuza güvenemiyorum ve saygı duyamıyorum. Çünkü laik Türkiye Cumhuriyeti’nin HSK’sinden laiklik ilkesini hiçe sayan böyle bir karar beklemiyordum. Anayasanın laiklik ilkesine ve HSK’nin de kendi varlığını borçlu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne saygı bekliyordum” dedi.
Kararın kendisine bir tebliğ hakim imzasıyla bildirildiğini aktaran Çakmak, “Dilekçem tetkik hakimce mi incelendi? Şikayetim niçin, hangi gerekçeyle, kim tarafından işleme konulmadı? Bu kararınız, ‘Atatürkümüz acaba cumhuriyeti yanlış ellere mi emanet etti, cumhuriyetin koruyup kollayıcılığı ile yanlış makamı mı görevlendirdi? düşüncesini akıllara getiren bir karar” tepkisini gösterdi.
